Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından düzenlenen ‘Ulusal Yeterlilik Sistemi ve Türkiye Yeterlilikler Çerçevesinin Eğitim ve İş Dünyasın Katkıları’ konulu panele YÖK temsilcisi olarak katılan SUBÜ Rektörü Sarıbıyık; nitelikli insanın iş dünyasındaki karşılığının uygulama becerisi olduğuna dikkat çekerek, gerçek öğrenmenin ancak uygulamayla gerçekleşeceğini vurguladı.
Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) temsilcisi olarak Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) tarafından düzenlenen ‘Ulusal Yeterlilik Sistemi ve Türkiye Yeterlilikler Çerçevesinin Eğitim ve İş Dünyasına Katkıları’ konulu panelde bir sunum gerçekleştirdi. Online olarak düzenlenen panele MYK Başkanı Adem Ceylan, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Avrupa Birliği ve Mali Yardımlar Dairesi Başkanı Süreyya Erkan, Milli Eğitim Bakanlığı, MYK, Hak-İş, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) ve Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) temsilcileri katıldı. Ulusal Yeterlilik Sistemi ile eğitim ve iş yaşamının nitelik talepleri arasında işlevsel bir bağ kurulması amaçlanıyor.
Rekabetin ön koşulu bilgi üstünlüğü
Paneldeki sunumunda Türkiye’nin 2023 yılındaki ana hedefinin dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer almak olduğunu belirten SUBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, “Güçlü Türkiye için ölüm vadisi olarak adlandırılan kişi başına 10 bin dolar milli gelir girdabından kurtulmamız gerekiyor. Bunun için ise katma değeri yüksek ürün geliştirmeli, kaliteli üretim yapmalı ve iyi pazarlar oluşturmalıyız. Günümüz iş dünyası için iş birliğine yönelik bilgi üstünlüğü rekabet edebilmenin ön koşulu durumunda. Bu doğrultuda insanımızın eğitim seviyesini ve niteliğini yükseltmek için yeni çalışmaların yapılması kaçınılmaz hale geldi. Yetişmiş nitelikli insan nitelikli iş, nitelikli iş ise nitelikli toplum demektir. Bu da güçlü ekonomi ve güçlü Türkiye anlamına geliyor” diye konuştu.
Potansiyel israfı işsizliği getiriyor
Türkiye’nin her alanda rekabet edebilmesini sağlayacak en büyük kaynağının sahip olduğu dinamik ve nitelikli insan gücü olacağını söyleyen Sarıbıyık, “Ülkemizde garip bir tezatlık var. Bir taraftan işsizlikten bahsedilirken, diğer taraftan ise işverenler nitelikli çalışanlar arıyor. Her şey insan ile başlar ve nitelikli insanlar tarafından şekillendirilerek hayata uygulanır. Ülkemizde bu anlamda da bir israf olduğunu düşünüyorum. Birçok insanımız Allah’ın verdiği muazzam potansiyeli kullanamadan, en ufak bir artı değer üretmeden ve topluma herhangi bir katkı sağlayamadan ömrünü israf ediyor. Nitelik kavramının iş dünyasındaki karşılığı uygulama becerisidir. Bizim ihtiyacımız olan şey de uygulama becerisine sahip nitelikli insanlar. Vasıfsız insan gücü her ülke için önemli bir işsizlik sorunu ortaya çıkarıyor. Ülkemiz de bu sorunu yaşıyor.”
Uyumda zaman kaybı azaltılabilir
Gerçek öğrenmenin uygulamayla başladığının altını çizen Sarıbıyık, “Teorik anlatmak yetersizdir. Bilgileri bilinçli olarak beceriye dönüştürmek gerekir. Bunun çözümü ise öğrencilerimizi iş dünyası ile birlikte uygulamalı eğitimle yetiştirmektir. Biz +1 Uygulamalı Eğitim Sistemimiz ile bunu yapıyoruz. Nitelikli personel ile işletmelerin ve sektörlerin standartları yükseltilebilir. İşletme kaynaklarının daha verimli kullanılması sağlanabilir. Usta-çırak ilişkisi ile edinilen kazanımlar resmi bir statü altında kullanılabilir. Eğitimde uygulama becerisinin sahada kazanılması için bir dönem iş yeri uygulaması ulusal yerliliklere uyum noktasında zaman kaybını da önemli oranda azaltacaktır” ifadelerini kullandı.