SAKARYA – Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası bünyesinde faaliyet gösteren ve çoğunluğunu Bilişim ve Telekomünikasyon sektör temsilcilerinin oluşturduğu 31. Meslek Komitesi, SATSO hizmet binasında gerçekleştirdiği son aylık olağan toplantısında dün yaşanan İstanbul merkezli deprem sonrasında iletişimde yaşanan aksaklıkları değerlendirdi.
Komite Üyeleri, afet anında ve sonrasında en önemli ihtiyaçlardan biri olan haberleşme ihtiyacının giderilememesi konusuna dikkat çekti. Yatırımların yapılması konusuna ağırlık verilmesi gerektiğini belirten komite üyeleri bu konuda ilgili operatör şirketlerine büyük iş düştüğünün de altını çizdiler.
Deprem Gerçeği
Konuyla ilgili komitesi adına açıklamada bulunan 31. Meslek Komitesi Meclis Üyesi Ahmet Şehit şunları dile getirdi:
“Ülkemiz maalesef hayatın her anında deprem gerçeğiyle yaşayan bir ülke. Deprem anında ve sonrasındaki operasyonlarda ne kadar başarılı olsak da deprem öncesi hazırlık konusuna da önem vermemiz gerekiyor.
Sakarya olarak 1999 depreminde en acı yıkımların yaşandığı, deprem hafızasına sahip bir iliz. 3 yıl önce de 6 Şubat da 11 ilimizin uğradığı acı yıkımlar hafızamızı ve eksikliklerimizi bizlere hatırlatıyor. Maalesef her büyük depremde tekrar eden hayati sorunlardan bir tanesi de iletişim kopukluğudur.
İletişim Erişilemez Hale Gelmemelidir
Afet anlarında en önemli ihtiyaçlardan biri olan haberleşme, maalesef büyük oranda devre dışı kalmıştır. Bu durum, bireysel mağduriyetlerin yanı sıra, arama kurtarma faaliyetlerini, sağlık hizmetlerini ve kriz yönetimini de olumsuz etkiler. GSM operatörleri, kriz anlarında ya tamamen hizmet dışı kalıyor ya da aşırı yoğunluk nedeniyle kullanılamaz hale geliyor. İletişim gibi temel bir ihtiyaç, böylesine kritik zamanlarda erişilemez hale gelmemelidir. Bu durum yalnızca teknolojik bir yetersizlik değil insani bir güvenlik sorunu olarak da öne çıkmaktadır.
Seçenek Değil Zorunluluk
Bir afet anında saniyelerin bile hayati öneme sahip olduğu bir senaryoda, ilk kaybedilenin iletişim altyapısının olması maalesef 2025 yılında kabul edilmesi mümkün olmayan bir gerçektir. Vatandaşlarımız bu konuda iletişim operatörlerinden ciddi bir yatırım ve atak beklemektedir. İletişim operatörleri, afetlere dirençli bir altyapı güçlendirmesi yapmalı, mobil destek gibi alternatif çözümleri oluşturmalı ve de bu süreçleri şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşmalıdır.
Deprem ve doğal afet gerçeği ile yaşayan bir ülke olarak bu denli hazırlıklar bizler için bir seçenek değil zorunluluktur. İletişim operatörü firmalarımızın bu konunun üzerine düşeceğini umuyoruz.” diye konuştu.
