Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar Avrasya Üniversiteler Birliği (EURAS) tarafından İstanbul’da bu yıl 10.’su düzenlenen 2025 Avrasya Yükseköğretim Zirvesi’ne (EURIE) katıldı.
Yükseköğretim Kurulu Başkanı Özvar ve Malezya Yükseköğretim Bakanı Dr. Zambry Abd Kadir zirvenin açılış konuşmalarını yaptı.
Özvar, konuşmasına Gazze’de süregelen insani krize değinerek başladı. Eğitim kurumlarının hedef alındığını, on binlerce kişinin yaşamını yitirdiğini ve milyonlarca kişinin temel haklardan mahrum bırakıldığını vurgulayan Özvar, “Uluslararası yükseköğretim camiasını akademik özgürlüğü ve insan haklarını açık bir şekilde savunmaya çağırıyor, şiddetin derhal durdurulmasını ve Gazze halkının onurunun ve eğitim haklarının iade edilmesini talep ediyoruz.” dedi.
Özvar ayrıca, ABD ve Avrupa’daki bazı üniversitelerde Gazze’ye destek veren akademisyen ve öğrencilerin maruz kaldığı baskılara da tepki gererek, “Harvard Üniversitesinde Profesör Cemal Kafadar’a ve Tufts Üniversitesinde Rümeysa Öztürk’e yapılan muamele gibi son zamanlarda yaşanan rahatsız edici örnekler, akademik özgürlüğün endişe verici bir şekilde erozyona uğradığını ortaya koymaktadır.” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin, tüm baskı ve adaletsizlik mağdurlarıyla dayanışma içinde olduğunu, bu zulümlerden etkilenen Filistinli öğrenci ve akademisyenleri aktif olarak desteklediğini belirten Özvar, “Başta Gazze olmak üzere dünyanın her köşesinde yaşanan trajedilerin mağdurlarına destek olmak için dünyanın dört bir yanından dostlarımızla omuz omuza çalışmaktan memnuniyet duyarız” ifadelerini kullandı.
“Yükseköğretim vizyonumuz erişilebilirlik, kapsayıcılık, kalite, yenilikçilik ve mükemmelliğe vurgu yapmaktadır”
Eğitimin, modern dünyada ülkeleri birbirine bağlayan güçlü köprüler kurduğunu belirten Özvar, EURIE’nin küresel diyalog ve iş birliği için müstesna bir platform olduğunu, zirvede yükseköğretim alanında kurumların ilişkilerini nasıl daha güçlü ve sürdürülebilir kılabileceğinin masaya yatırılacağını ifade etti.
Özvar, küresel olarak yükseköğretimin, gelişen teknolojiler, değişen toplumsal beklentiler ve ekonomik gerçekler tarafından yönlendirilen önemli dönüşümler yaşadığını belirterek, şöyle devam etti:
“Üniversiteler artık sadece akademik bilgi sunmakla kalmayıp, dijital gelişmeler, uluslararası işbirliği gibi pek çok genişletilmiş rol ve sorumluluklarla karşı karşıyadır. Kurumlar, çağdaş toplumun değişen taleplerine uygun, esnek, yenilikçi ve duyarlı kalabilmek için hızla uyum sağlamalıdır. Bu küresel eğilimler doğrultusunda, Türkiye’nin yükseköğretim vizyonu erişilebilirlik, kapsayıcılık, kalite, yenilikçilik ve mükemmelliğe vurgu yapmaktadır.
Erişilebilirlik ve kapsayıcılık, eğitim felsefemizin temel unsurlarıdır. Türkiye, devlet üniversitelerinde harçsız eğitim ve vakıf kurumlarında kapsamlı burs olanakları sunarak bu ilkeleri önemli ölçüde geliştirmiştir. Bu bilinçli politikalar mali engelleri ortadan kaldırarak yükseköğretime daha geniş bir erişim sağlamaktadır. Ayrıca, kapsayıcı akademik ortamlar yaratmaya öncelik vererek, farklı geçmişlerden gelen öğrencileri potansiyellerini tam olarak gerçekleştirmeleri için teşvik ediyoruz.”
“Türkiye 360 bin uluslararası öğrencisiyle dünyada ilk 10’da”
Yükseköğretim Kurulunun 2024-2028 Stratejik Planı’nda tanımlanan stratejik amaçlardan birinin de uluslararasılaşma olduğunu ifaden eden Özvar, bu hedefin özünün, Türk yükseköğretimini bölgesel ve küresel akademik ve eğitim hareketliliğinin odak noktalarından biri olarak konumlandırmak olduğunu vurguladı.
Özvar, “Türkiye şu anda yaklaşık 360 bin uluslararası öğrenciye ev sahipliği yaparak dünya çapında ilk 10 ülke arasında yer almaktadır ve bu rakamı 2030 yılına kadar bir milyona çıkarmayı hedeflemektedir. Uluslararasılaşma vizyonumuzun bir diğer bileşeni olarak Yükseköğretim Kurulu, üniversitelerimizi uluslararası görünürlüklerini artırmaları konusunda sürekli teşvik etmektedir. Üniversitelerimizi, yükseköğretimde giderek yoğunlaşan küresel rekabete etkin bir şekilde hazırlanmaları konusunda destekliyoruz.” dedi.
Özvar “Türkiye’nin yükseköğretim alanındaki önemli kabiliyet ve deneyimlerini ortak ülkelerle paylaşmaktan memnuniyet duyuyoruz. Ortak projeler, öğrenci ve öğretim elemanı değişimleri ve ortak akademik birimler veya programlar, karşılıklı anlayışı, bilgi alışverişini ve eğitim kalitesini önemli ölçüde artırırken, öğrencilerimiz ve öğretim üyelerimiz için de paha biçilmez fırsatlar sunmaktadır.” dedi.
“İstanbul EHEA Sekretaryasına aday şehirler arasında”
Yükseköğretim Kurulu Başkanı Özvar, Türkiye’nin, Avrupa ve Asya arasında köprü kuran stratejik coğrafi konumundan yararlanarak kalite güvencesi, akreditasyon ve Avrupa Yükseköğretim Alanı’na (EHEA) aktif katılım konusundaki kararlılığının özellikle Bologna Süreci değerlendirmelerinde uluslararası tanınırlık ve takdir kazandığını söyledi.
Özvar, “Geçtiğimiz yıl Tiran’da düzenlenen Avrupa Yükseköğretim Alanı Bakanlar Konferansında, 2027 yılında EHEA için uzun vadeli bir sekretarya kurulması konusunda anlaşmaya varıldı. İstanbul, bu sekretaryaya ev sahipliği yapması için önerilen aday şehirler arasında yer alıyor. İstanbul’un bu görev için en uygun şehir olduğuna kesinlikle inanıyorum. Şu anda değerlendirme süreci için kapsamlı bir dosya hazırlıyoruz. Önümüzdeki dönemde de EHEA’ya aktif katkı sağlamaya devam edeceğiz.” ifadelerine yer verdi.
“Türkiye-Azerbaycan Üniversitesi eğitim ortaklığı için önemli bir örnek”
Özvar, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’deki Türkiye-Azerbaycan Üniversitesinin Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi gibi Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinin tanınmış programlarını bünyesinde barındıran bir “çatı üniversite” işlevi görerek yenilikçi yaklaşımlarını ve gelecekteki uluslararası eğitim ortaklıkları için önemli bir emsal oluşturduğunu söyledi.
Özvar, “Bu başarılı modeli daha da ileriye taşıyan Türkiye, kısa bir süre önce Özbekistan’da Uluslararası Türk Devletleri Üniversitesi’nin kurulmasına yönelik anlaşmaları resmileştirdi. Başlangıçta mühendislik, bilişim, sağlık ve tarım programlarında faaliyetine başlayacak olan bu üniversite, Azerbaycan’daki başarılı deneyimlerimizi tekrarlamayı hedeflemektedir. Bu etkili modeli, küresel akademik işbirliğini teşvik etmek için Türkiye’nin kapsamlı uzmanlığını ve güçlü eğitim altyapısını kullanarak Türk dünyası, İslam dünyası ve Afrika’da yaymayı hedefliyoruz.” dedi.
“Türkiye yapay zeka alanındaki yatırım ve girişimlerine stratejik olarak öncelik vermiştir”
Özvar, yapay zekanın artık yalnızca teknolojik bir araç değil öğretim metodolojisini, araştırma faaliyetlerini ve kurumsal yönetimi yeniden şekillendiren temel bir bileşen olduğunu vurguladı. “Yapay zeka ve dijital teknolojilerin dönüştürücü potansiyelinin farkında olan Türkiye, bu alanlardaki yatırım ve girişimlere stratejik olarak öncelik vermiştir.” Diyen Özvar, şöyle devam etti:
“Yükseköğretim Kurulu proaktif bir şekilde 20 üniversitede özellikle yapay zeka, büyük veri, dijital sistemler, siber güvenlik ve bilişim alanlarında tasarlanmış 70’in üzerinde yeni lisans ve ön lisans programı açmıştır. Bu yenilikçi programlar, öğrencilerin gelecekteki iş piyasasını tanımlayan en son teknolojilerle ilgilenme isteklerini yansıtan olağanüstü kayıt oranlarına tanık oldu. Yapay zekâ ve bilişim teknolojileri odaklı lisans ve ön lisans programı sunan üniversite sayısını kısa süre içinde 70’e çıkaracağız.”
“Sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm önceliklerimiz arasında”
Yükseköğretim Kurulu Başkanı Özvar, dijital gündeme paralel olarak, sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşümün de Türkiye’nin yükseköğretim sektörü için acil öncelikleri temsil ettiğinin altını çizdi. Özvar, “Sürdürülebilirliğin kritik öneminin farkında olan üniversitelerimiz, çevre bilincini müfredatlarına, araştırmalarına ve kurumsal uygulamalarına entegre etmişlerdir. Yükseköğretim Kurulu, yeşil kampüsleri ve sürdürülebilir uygulamaları aktif bir şekilde teşvik ederek öğrencileri hızla gelişen küresel ekonomide liderlik etmeye ve yenilik yapmaya hazırlamaktadır. Bu kapsamlı dönüşüm, mezunlarımızın çevresel ve sürdürülebilirlikle ilgili zorluklarla etkin bir şekilde yüzleşebilmeleri için gerekli bilgi ve becerilere sahip olmalarını sağlamaktadır.” şeklinde konuştu.
Bu yıl 10’uncusu düzenlenen Avrasya Yükseöğretim Zirvesi 8-10 Nisan tarihlerinde İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezinde gerçekleştiriliyor. Zirveye Türkiye’nin yanı sıra Avrupa, Asya, Amerika ve Afrika kıtalarından 60’dan fazla ülkeden 400’den fazla yükseköğretim kurumu temsilcisi katılıyor.
Malezya Yükseköğretim Bakanı Kadir: “Uluslararası iş birliği artık bir seçenek değil zorunluluk”
Zirve’de konuşan Malezya Yükseköğretim Bakanı Dr. Zambry Abd Kadir de yükseköğretimin sadece ulusal bir sistem değil barışa, yeniliğe ve sürdürülebilir kalkınmaya açılan küresel bir köprü olduğunu belirtti.
Uluslararası iş birliğinin artık bir seçenek değil zorunluluk olduğunu ifade eden Kadir, “Ortaklıklar sayesinde acil sorunlara çözüm üretmek için ortak araştırmalar yapıyor, öğrenci ve akademik hareketliliği teşvik ederek karşılıklı anlayış geliştiriyor ve en iyi uygulamaları paylaşıyoruz.” şeklinde konuştu.
EURAS Başkanı Prof. Dr. Mustafa Aydın: “Bilgi ve tecrübe paylaşımını artıran platform oluşturmanın gururunu yaşıyoruz”
Avrasya Üniversiteler Birliği (EURAS) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Aydın ise Avrasya Yükseköğretim Zirvesi olarak 10 yıldır yükseköğretimde iş birliklerini teşvik eden, akademik ortaklıkları güçlendiren, bilgi ve tecrübe paylaşımını artıran platform oluşturmanın gururunu yaşadıklarını söyledi.
Aydın, “Gelecek yıllarda da üniversitelerimizin küresel ölçekte daha etkin ve daha geniş bir perspektifle rol üstlenmeleri için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz.” dedi.
Zirvenin açılışında ayrıca İstanbul Valisi Davut Gül, EURAS&EURIE Başkanı Prof. Dr. Mustafa Aydın, British Council Küresel Başkanı Martin Hope, Uluslararası Eğitimciler Birliği (NAFSA) CEO’su Dr. Fanta Aw, TİM Başkanı Mustafa Gültepe, İTO Başkanı Şekib Avdagiç birer konuşma yaptı.
Açılış konuşmalarının ardından Yükseköğretim Kurulu Başkanı Özvar, Malezya Yükseköğretim Bakanı Kadir ile birlikte Malezya stantını gezdi. Özvar daha sonra diğer stantları da ziyaret etti.
