CHP İzmir Milletvekili ve Deprem Araştırma Komisyonu Üyesi Kamil Okyay Sındır, büyükşehir belediyelerinde, il belediyelerinde ve nüfusu 250 binin üzerinde olan ilçe belediyelerinde deprem etüt ve yapı kontrol laboratuvarının kurulması gerektiğini söyledi.
TBMM’de gerçekleştirilen Deprem Araştırma Komisyonu’nun 5. toplantısında Milli Savunma, Tarım ve Orman, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlıklarına bağlı birimlerin olası afetlere karşı hazırlık çalışmaları masaya yatırıldı, komisyon üyeleri görüş ve önerilerini dile getirdi.
“DAHA ETKİN, DAHA HIZLI ÖNLEMLER ALINMALI”
Türkiye’nin deprem gerçeğine ilişkin aklım ve bilimin ışığından önlemler alması gerektiğini ifade ederek sözlerine başlayan Sındır, “ülkemizin deprem gerçeğine yönelik ivedilikle somut adımlar atmalıyız. Büyükşehir belediyelerinde, il belediyelerinde ve nüfusu 250 binin üzerinde olan ilçe belediyelerinde deprem etüt ve yapı kontrol laboratuvarı kurulmalı. Bunun acil yapılması gereken bir çalışma olduğunu düşünüyoruz. Yapı stokunun, envanterinin çıkartılması çok önemli. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü komisyonumuza sunum yaptı. Mekansal adres kayıt sisteminde binaların yapı kullanma belgesi veya yapı kayıt belgesi bilgilerinin de olduğu ve buna bağlı olarak bir katmanda coğrafi bilgi sistemi üzerinden kentin durumunu doğrudan görsel olarak da görebildiklerini söylediler. Ama bütün yapıların taranarak o sistem içerisinde yer alması alınacak önlemlerin de daha etkin, daha hızlı olmasına imkan verecektir. Bornova Belediye Başkanlığı yaptığım süre zarfında Bornova’mızda bahsettiğim içerikte deprem etüt merkezi ve yapı kontrol laboratuvarı kurduk. Burada karot testleri yaptık; beton, kolon ve kirişlerin içerisindeki demir ile porozitenin, boşluk oranını yani betonun ‘non destructive’ dediğimiz yöntemle içerisindeki durumu da tespit ettik” dedi.
“ÖNLEM VE EYLEM PLANINIZ VAR MI?”
Bakanlık yetkililerine depremlere ve doğal afetlere ilişkin alınan önemleri soran Sındır, “köprü, tünel, viyadüklerde herhangi bir hasar olduğunda ki bu hasar depremle de olabilir, heyelanla da olabilir, sel baskını nedeniyle de olabilir; bu yollarda, köprülerde, tünellerde, viyadüklerde bunların alternatif güzergahları konusunda bir çalışmanız var mı? Şehir içindeki yollar, caddeler büyükşehir belediyelerinin yetki ve sorumluluğunda ama otoyol ve kimi şehre giriş-çıkış güzergahları Karayolları ve ulaşım koordinasyon birimlerinin sorumluluğunda. Deprem ya da doğal afet sonucunda trafikte yaşanabilecek her hangi bir kilitlenmeye karşın bu kurumlar arasında koordinasyonu sağlayacak bir çalışma var mı? Küresel ısınma ve iklim değişikliği bütün yerkürede olduğu gibi Türkiye’de de yağış rejimlerinde, iklim özelliklerinde değişikliklere neden oluyor. Sel, heyelan ve diğer afetlerde oluşabilecek risklere karşı önlem ve eylem planınız var mı?” dedi. CHP’li Sındır, Türkiye Afet Müdahale Planı’nın sadece depreme değil, her türlü afete yönelik bir eylem, müdahale planı olduğunu hatırlattı.
Sındır sözlerini şöyle sonlandırdı: “Çok sayıda kanun düzenlemesi yapıldı afetlere karşı fakat sonuç alamıyoruz. Yasama olarak üzerimize düşeni yapmalıyız. Merkezi yönetim birimleri ile yerel yönetim birimleri ve diğer tüm resmi olmayan kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlamalıyız. Ancak o zaman sonuç alabiliriz.”
