“Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Kongresi”, Sakarya Üniversitesinin ev sahipliğinde çevrimiçi olarak düzenlendi.
SAÜ Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (TÜRKMER) koordinasyonunda bu yıl 18’incisi gerçekleşen etkinlikte 200 adet bilimsel tebliğ sunuldu ve katılımcıların soruları da alınarak tebliğler tartışıldı. Bu yıl SAÜ’nün yanı sıra başta İstanbul ve Gazi üniversiteleri olmak üzere birçok Türk üniversitesi ve 9 adet yabancı üniversite kongrenin ortakları arasında yer aldı.
Türk Dünyası Sosyal Bilimler Kongresi, Avrasya coğrafyasındaki en kurumsal sosyal bilim platformu olma niteliğini taşıyor. İlk olarak 2002 yılında Kırgızistan’ın Celalabat şehrinde Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’nın girişimiyle Türk Dünyası İşletme Fakültesi’nde gerçekleştirilen bu kongre, aralıksız olarak her yıl Türk dünyasının önemli bir merkezinde gerçekleştirilerek günümüze kadar ulaşmış oldu. Türkiye’nin saygın üniversiteleri de 2005 yılından bu yana kongrenin paydaşı konumunda yer alıyor. Bu yıl SAÜ’nün yanı sıra başta İstanbul ve Gazi Üniversiteleri olmak üzere birçok Türk üniversitesi ve 9 adet yabancı üniversite kongrenin ortakları arasında yer aldı.
Açılış konuşmaları
Kongre açılış programında ev sahibi olarak bir konuşma yapan Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Savaşan, kongrenin sahip olduğu süreklilik, oluşturduğu akademik birikim ve iletişim sağlama gücü gibi açılardan ayrıcalıklı bir konuma sahip olduğuna değindi. Salgın şartlarının uzaktan öğretimin önemini ortaya çıkardığına vurgu yapan Savaşan, internet tabanlı teknolojilere yatırım yapmanın artık bilimden sanayiye hayatın her alanında bir gereklilik haline geldiğini belirtti. Türk dünyasındaki güncel gelişmelere de değinen Rektör Savaşan, “Karabağ Azerbaycan”dır sloganını hatırlatarak, kongrenin önümüzdeki yıl Karabağ / Azerbaycan’da yapılması yönünde bir teklifte de bulundu.
Kongre Genel Koordinatörü SAÜ İşletme Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Vecdi Can da yıllar önce Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’nın kurucusu merhum Prof. Dr. Turan Yazgan’ın başlatmış olduğu kongrenin esasen Gaspıralı İsmail Bey’in, “dilde, fikirde, işte birlik” ülküsünün bilimsel alandaki bir tecellisi olduğunu ifade etti.
Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı (TDAV) başkanı Közhan Yazgan ise konuşmasında ilk olarak kongrenin Türk dünyasındaki bilimsel işbirliğine 18 yıldır katkı sağlamakta oluşuna vurguda bulundu. Yazgan, vakıf olarak yıllardır Türk dünyasının her köşesinde eğitim ve kültür alanında attıkları adımlarla akla, bilime, vatanseverliğe ve geleceği inşa etmeye yönelik bir zihniyet oluşturmak istediklerinin de altını çizdi. Közhan Yazgan, Türklüğün Karabağ’daki zaferinin bir işbirliği ve dayanışma eseri olduğuna işaret ederek sözlerini tamamladı.
Açılış paneli
Daha sonra açılış paneline geçildi. Paneli yöneten SAÜ Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi (TÜRKMER) Müdürü Doç. Dr. Köksal Şahin, insanlığın bilgi toplumu, küreselleşme, postmodernite dönemi gibi kavramlarla adlandırılan zaman ve mekân küçülmesinin yaşandığı (olgusal küçülme) belirsizliklerle dolu bir dönemden geçmekte olduğunu kaydetti. Şahin, bu yeni şartlardaki en büyük güç kaynağının bilimsel bilgi üretimi ve paylaşımı olduğunu belirterek, Türk dünyası ülkelerinin bu şekilde ortak bilimsel faaliyetler içinde olmasının uzun vadede büyük faydalar sağlayacağını dile getirdi. Günümüzde ülkelerin reel egemenliklerini arttırmaları için yumuşak ya da katı güç unsurlarına sahip olmalarının yeterli olmadığına ve akılcı güç konumuna gelerek stratejiler oluşturmanın gerektiğine değinen Şahin, kongrenin tüm bu bağlamlarda ele alınması gerektiğini sözlerine ekledi.
İki tur olarak gerçekleşen açılış panelinde; Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, Kırgızistan – Türkiye Manas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alparslan Ceylan, Azerbaycan Devlet İktisat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adalet Muradov, Kazakistan Miras Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bolat Mirzaliev, Kazakistan Kızılorda Kokutata Üniversitesi Rektörü Doç. Dr. Beibitgul Kerimova, Kırgızistan Uluslararası Kantörö Şaripoviç Toktomamatov Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Satıbaldı Aşımoviç Omurzakov, Makedonya Uluslararası Vizyon Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fadıl Hoca ve Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık konuşmacı olarak yer aldılar. Panelistler konuşmalarının ilk turunda ülkelerinde Covid-19 salgınının akademik hayata etkilerinden bahsederek, bu süreçte yaşadıkları tecrübelerini aktardılar. İkinci turda ise Türk dünyasındaki işbirliği süreçlerinin güçlenmesi ve Türk devletlerinin başarılı ülke pozisyonuna ulaşması bağlamlarında çözüm önerileri üzerinde yoğunlaştılar.
Oturumlarda 200 tebliğ sunuldu
İki gün süren bilimsel oturumlarda toplam 200 adet tebliğ sunuldu. Kongrenin kapanış oturumunda ise bu bilimsel etkinlikler neticesinde ulaşılan başlıca sonuçlar SAÜ TÜRKMER Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Suat Kol tarafından açıklandı.
Kol, kongredeki açılış paneli ve sunulan bildiriler neticesinde ortaya çıkan başlıca sonuç olarak; Türk dünyası ülkelerinin önemli bir gelişim süreci içinde olduğuna ve bu ülkelerin başta Türkiye’yle olmak üzere bilimsel işbirliğini geliştirme arzusu içinde olduklarına değindi. Akademik tecrübe paylaşımında bulunacak devletlerarası ortak bir teşkilatın oluşturulmasının da bir başka istek olarak ön plana çıktığını ifade eden Kol, bu doğrultuda bilimsel işbirliği ve paylaşımı için Türk Konseyi bünyesinde yer alan Türk Üniversiteler Birliği organizasyonunu etkinleştirilecek bilimsel çalışma ve önerilere ihtiyaç olduğunun da altını çizdi.
Kongrede ulaşılan bir başka tespit olarak da Türk Dünyası ülkelerindeki üniversitelerin Covid 19 salgını sebebiyle yaşanan kriz ortamında uzaktan eğitim noktasında başarılı bir sınav verdiği hususu oldu. Yine kongredeki uzaktan sunumların kesintisiz oluşu ve katılımın yüksekliğinden hareketle Türk ülkelerinin internet teknolojisinde oldukça iyi bir düzeyde olduğu bir tespit olarak not edildi. Bu verilerden hareketle bundan sonraki kongreler yüz yüze yapılsa bile uzaktan sunum imkânı sağlayan oturumlara da yer verilmesinin faydalı olacağı belirtildi.
Çevrimiçi Türk Dünyası Üniversitesi teklifi
Kongredeki belki de en dikkat çekici öneri ise Azerbaycan Devlet İktisat Üniversitesi Rektörü Adalet Muradov tarafından ortaya atılan çevrimiçi bir “Türk Dünyası Üniversitesi” kurulması teklifi oldu. Yine bu teklifle bağlantılı olarak öğrenci merkezli bir “Türk Uzaktan Öğretim Modeli” geliştirme doğrultusunda ortak bir çalışma grubu kurulması hususunda da mutabık kalındı.
3+1 Uygulamalı Eğitim dikkat çekti
Kongre sonuç bildirgesine yansıyan bir başka bulgu da Türkiye’deki iki yıllık uygulamalı yüksekokul modelinin (3+1) Türk Dünyası ülkelerinde ilgiyle izlendiği hususu oldu. Buradan hareketle özellikle Azerbaycan ve Kazakistan’daki üniversitelerle Sakarya Üniversitesi ve Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi arasında ortak bilimsel çalışmaların yapılmasına karar verildi.
Sonuç maddeleri belirlendi
Türk Dünyasının önemli ülkeleri olan; Özbekistan ve Türkmenistan ile ve yine son zamanlarda başta Türk Konseyi çatısı altında olmak üzere giderek aktifleşen Macaristan ile akademik işbirliğini hızlandırma önerisi de kapanış oturumunda gündeme taşınan bir başka husus oldu.
Kongredeki oturumlarda sıklıkla gündeme gelen konulardan biri de Çin kontrolündeki Doğu Türkistan’dan Türk dünyasına yönelik ortak bilimsel çalışmalara katılımın son derece düşük olması idi. Bu bağlamda kongrenin kapanış oturumuna Doğu Türkistan’da sosyal, ekonomik, kültürel ve akademik işbirliğine yönelik bilimsel çalışmalar için adımlar atılması isteği de yansıdı. Bu kapsamda bölgedeki başta Uygur Türkleri olmak üzere Türk topluluklarının birçok temel hak ve özgürlüğünün kısıtlandığı iddialarına bilimsel bir şekilde yaklaşmak, objektif bilimsel çalışmalarla bu sorunun mahiyetini ve çözüm yollarını araştırarak kamuoyu gündemine taşımak bir akademik zaruret olarak ifade edildi. Çin’in Uygur Türklerinin hak ve özgürlüklerine yönelik hiçbir baskı olmadığı şeklindeki beyanlarından hareketle bu hususta Çin’deki üniversitelere ortak çalışma teklifinde bulunulması da kapanış oturumunda gündeme geldi.
Covid-19 salgınının tıbbi olarak aşılar yoluyla bitirilse bile, ekonomik sosyal ve siyasi etkilerinin daha uzun yıllar devam edeceği öngörüsünden hareketle ortaya çıkabilecek sorunlara birlikte çözüm bulmak amacıyla Türk dünyası üniversitelerini ortak platformlarda bir araya getiren sosyal bilim çalışmalarının teşvik edilmesi de bir başka sonuç maddesi oldu.
Ortak faaliyetler artırılacak
Türk dünyasına yönelik ortak alfabe, ortak tarih yazımı gibi kültürel birlikteliği kuvvetlendirecek bilimsel çalışmaların belli bir strateji dâhilinde sürdürülmesi de kongredeki birçok araştırmacının vurguladığı bir husus oldu. Kongrede önemli bir “kolektif biz bilinci” hamlesi olarak da Türk dünyasının ortak değerlerine yönelik olarak (Orhun Abideleri, Cengiz Aytmatov, İslam öncesi dönem Türk toplulukları, Turan kavramı, Farabi, İbni Sina, Dede Korkut, Manas gibi değerler üzerine) kongre, süreli yayın, editörlü kitap ve ortak proje gibi faaliyetleri arttırmak da kapanış oturumunda alınan kararlar arasında yer aldı.
Kapanış oturumunda son olarak önümüzdeki yıl düzenlenecek olan 19’uncu kongrenin Azerbaycan Devlet İktisat Üniversitesinin öncülüğünde kadim Türk vatanı olan Karabağ’ın Şuşa kentinde, 20’nci kongrenin ise 2022 yılında Atayurt Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te Manas Üniversitesi’nin ev sahipliğinde yapılması doğrultusunda prensip kararları alındı.